www.musluman.biz

14 Mart 2012 Çarşamba

Taklitten Kaçınmanın Delilleri

Aslında geniş bir çerçeve içine oturtulabilecek belirli ve özel bir meseleyi ele aldığımız için, kâfirlere karşı çıkmayı emreden bazı Kur'an, sünnet ve icma-i ümmet delillerini zikrederek işe giriştik. Bu deliller ister karşı çıkmanın her türlüsünü içersin, isterse belirli bir şeye karşı çıkmayı belirtsin ve karşı çıkma emri ister gereklilik ve isterse müstehablık anlamı taşısın, aradaki farkları gözönüne almadık.
Bunun arkasından da özellikle bayram törenleri konusunda kâfirlere benzemeyi yasaklayan delilleri açıkladık. Burada önemle belirtmemiz gereken bir incelik var ki o da şudur:
“Her hangi bir guruba uymak veya karşı çıkmakla ilgili olan emir, sırf o guruba uymaya niyetlenmenin veya sırf uymanın yararlı olmasından ileri gelebilir. Buna karşılık uymama yasağı da sırf karşı çıkmaya niyetlenmenin veya sırf karşı çıkma tutumunun yararlı oluşuna dayanabilir. Şu anlamda ki, söz konusu uyma ve karşı çıkma tutumu, uyma ve karşı çıkma konusu davranıştan bağımsız olarak insana fayda yada zarar vericidir. Öyle ki, eğer uyma veya karşı çıkmaya konu olan davranış, uyma veya karşı çıkma tutumundan bağımsız olarak ele alınsa, söz konusu fayda ve zararı taşımayabilir.”
İşte bu gerekçe ile bizler gerek Peygamberimizin (salât ve selâm üzerine olsun) gerekse ilk müslümanların öylesine davranışlarını örnek edinip uygulamaktan fayda sağlarız ki, eğer bu davranışlar onlar tarafından yapılmamış olsaydı, söz konusu faydayı bize sağlayamayabilirlerdi. Yani bu davranışları sırf onlar yaptılar diye yaptığımız için bize yarar sağlamaktadırlar. Çünkü bu tutumumuz Peygamberimizle ilk müslümanlara karşı duyduğumuz sevgiyi pekiştirir ve kalblerimizle onların kalbleri arasında kaynaşma meydana getirir. Bu da bizlere onlara diğer davranışlarında da uyma arzusu uyandırır. Bu sevgi ve kaynaşmanın şüphesiz başka yararları vardır. Tıpkı bunun gibi kâfirlerin öyle bazı davranışlarına uymak bize zararlı olur ki, eğer bu hareketleri onlar yapmamış olsalar, onları işlemek bize zarar dokundurmayabilirdi.
Buna karşılık öyle davranışlar var ki, bunlarla ilgili uyma veya karşı çıkma emri, söz konusu davranışın faydalı veya zararlı olma gerekçesine dayanır. Yani o davranışın bizzat kendisi, uyulması veya karşı çıkılması emredilen guruplar tarafından işlenmemiş olsa bile özünde ya faydalı veya zararlı olma karakteri taşımaktadır.
Bazan belirli bir davranışta bu iki gerekçede biraraya gelebilir. Yani uyma veya karşı çıkma emri hem söz konusu davranışın özü itibarı ile faydalı ya da zararlı olmasına ve hem de bu davranışı işleyen guruba uymuş veya karşı çıkmış olmamıza dayanabilir. Bizden uyulması veya karşı çıkılması istenen davranışların çoğu bu karakterdedir.
Yani hem belirli bir guruba uymayı veya karşı çıkmayı ifade etmeleri açısından hem de aslında faydalı veya zararlı olmaları bakımından anlamlıdırlar. Bu ince noktayı mutlaka kavramak ve kavradıktan sonra hiç bir zaman akıldan çıkarmamak gerekir.
Çünkü Cenab-ı Allah'ın (c.c.) gerek mutlak ve gerekse kayıtlı olarak kâfirlere benzememizi yasaklayan emirlerinin anlamı ancak bu incelik sayesinde anlaşılabilir.
Bilesin ki, Kur'an belirli bir davranışla ilgili olarak ancak genelleme ve sonuç çıkarma yolu ile hüküm bildirir. Kur'an'ın hükümlerini açıklayıp özelleştiren kaynak sünnettir.
Huseyin Ebu Emre - Harun Yildirim - ahlak ve imani dersler