www.musluman.biz

13 Mart 2012 Salı

Şefaat bir biçimde duadır.


Hiç şüphe yok ki, insanlardan bir kısmının bir başka kısım için yaptığı dua fayda verir. İnsanların birbirine dua etmesi Allah (c.c)'ın emridir.
Fakat, şefaat ve dua eden kimse, ancak Allah (c.c)'ın kendisine bu hususta izin verdiği razı olduğu, kabul edeceği, kimselere dua ve şefaata bulunabilir.
(Müşriklere şefaat etmek, onların Allah (c.c)'tan affını istemek gibi, yasaklanmış olan şefaatta ve duayı yapmaz.)
Mesela, bir kimse bir müşrik için dua etmiş olsa karşılığı sadece bir hiçtir. Din düşmanlarına mağfiret dilese bir kimse, böyle bir kimsenin duası kendisine beddua olarak geri döner. Onun için hiçbir Müslüman, Allah (c.c)'ın yasakladığı kimseler için dua edemez, böyleleri için Allah (c.c)'tan hiçbir şey isteyemez.
Yüce Allah buyuruyor:
"Müşriklerin, o çılgın ateşin yoldaşlarının cehennemlik oldukları kesinlikle ortaya çıktıktan sonra, artık onların lehine ister en yakın akrabaları isterse rasul olsun, hiç kimsenin şefaat dilemeleri doğru değildir, İbrahim'in babası hakkında yapmış olduğu dua, ancak ona yapılmış bir vaadden ötürü idi. Yoksa, onun Allah'ın düşmanı olduğunu öğrendikten sonra ona şefaatçi olmaktan vazgeçti ve ondan uzaklaştı. İbrahim cidden çok tazarru ve niyaz eden bir hassas kalbe ve ezaya sabırla göğüs geren bir yüreğe sahipti" (Tevbe: 9/113-114)
Cenab-ı Hak müşrikler hakkında şöyle buyurmaktadır mealen:
"Ha istiğfar etmişsin onlara, ha etmemişsin, hiçbir şey değişmez. Allah onları asla bağışlamaz. Hiç şüphe yok Allah fasıklar grubunu doğru yola iletmez" (Münafikun: 63/6)
Yüce Allah kendi elçisini (Hazreti peygamberi (s.a.v) ) müşrik ve münafıklar hakkında af dilemekten menetmiştir ve böyle bir af istediği takdirde af etmeyeceğini açık açık beyan buyurmuştur...
Bu durum sahih bir hadisde de dile getirilmiştir...
Mesela şu ayeti celilede buyrulmaktadır:
"Şüphesiz Allah, kendisine ortak koşanları bağışlamaz. Bundan başka suçlar için, dilediğini bağışlar. Kim Allah'a bir ortak koşarsa, hiç şüphe yok ki iftira etmiş ve büyük bir günah işlemiş olur" (Nisa: 4/48)
Bir başka ayette mealen:
"Onlardan ölen bir kimseye ebedî dua etme. (Defin veya ziyaret için) kabrinin başında da durma. Çünkü onlar Allah'ı ve Rasûlünü inkâr ile kâfir oldular, onlar fasık kimseler olarak öldüler." (Tevbe: 84)
"Rabbinize yalvara yakara, gizlice dua edin. Şu asla değişmez bir gerçektir ki, Allah haddi aşanları sevmez" (A'raf:7/55)
Yukarda naklettiğimiz ayet, duada haddi aşmayın (tecavüz etmeyin) emrini vermektedir.