www.musluman.biz

13 Mart 2012 Salı

Müşrikler şefaat saydıkları şeyler cinsinden şefaatçılar ediniyorlardı. (Müşrikler istediklerini elde etmek için şefaatçılar ediniyorlardı. )


Yüce Allah bunlar hakkında şöyle buyurmaktadır mealen:
"Onlar Allah'ı bırakıp kendilerine ne bir zarar ne de bir yarar sağlayamayacak şeylere bağlanırlar. Bir de bu bağlandıkları şeyler hakkında 'bunlar bizimle Allah arasında bir aracıdırlar, Allah katında bizim şefaatçımızdır' derler. De ki: "Allah'a göklerde ve yerde bilmeyeceği, bilemeyeceği bir şeyden mi haber veriyorsanız? Haşa, O eş tuttukları şeyden münezzehdir" (Yunus: 10/18)
"O vakit, Allah'ı bırakıp da kendilerine Rab ve şefaatçi edindikleri düzmece ilahları, onlara Allah'ın azabını savmada yardımcı olmalı değil mi idi? Tersine, bunlar, kendilerini terkedip başlarının çaresine düştüler. Bunlar onların yalanlarıdır, düzdükleri hayalleridir" (Ahkaf: 46/28)
" İyi bil ki! Halis din Allah'ındır. O Allah'ı bırakıp da kendilerine bir takım başka dostlar edinenler derler ki: Biz bunlara, bizi biraz daha Allah'a yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz."
"Hiç şüphe yok yüce olan Allah, onlarla müminler arasında, ayrılıklara düşegeldikleri şeyler hakkında, hükmünü verecektir. Söyledikleri muhakkak ki yalandır ve gerçekten kafir olan öyle kimseleri Allah doğru yola götürmez" (Zümer: 39/3)
"Sizin melekleri ve nebileri ilahlar edinmenizi emretmez. O, size hiç Müslüman olduktan sonra, yeniden kafirliğe dönmenizi emreder mi?" (Al-i İmran: 3/80)
"De ki: Allah'ı bırakıp da O'nun yerine kendinize ilah edindiklerinizi çağırın yardımınıza! Onlar sizin herhangi bir sıkıntınızı gideremiyecekleri gibi, size gelecek herhangi bir belayı da değiştiremezler. Onların yardım istedikleri ve böylece kendilerine Rab edindikleri de, Allah'a daha yakın olmak için yol arayıp duruyorlar. O'nun rahmetini umuyorlar ve azabından korkuyorlar. Çünkü Rabbin azabı ne kadar korkunç bir azabdır" (İsra: 17/56-57)
Naklettiğimiz son ayette, Yüce Allah, kendi dışındaki varlıklardan dua ve istimdat edilenlerin, (yardım istenenlerin, beklenenlerin), hiçbir zararı kaldıramayacaklarını, belayı defedemiyeceklerini, tebdil de edemeyeceklerini , böyle bir güçleri olmadığını açıklıyor.
O dua ve istimdat edilen (yardım beklenen) lerin de aynı kendileri gibi, yani dua ve istimdat edenler (yardım isteyenler) gibi yardıma muhtaç olduklarını, Allah (c.c)'ın azabından korktuklarını ve aynen isteyenler gibi, Allah (c.c)'a yaklaşmak ve sığınmak istediklerini beyan ediyor.
Böylece Cenab-ı Hakk müşriklerin melekler ve peygamberler hakkında ileri sürdükleri dua ve istimdat etmek ve onları şefaatçi edinmek telâkkisini red etmekte ve yasaklamaktadır. (Kendisinden başka hiç kimseyi duaya muhattab saymıyor Yüce Allah...)
Ancak izin verilen şefaat müstesnadır.