www.musluman.biz

13 Mart 2012 Salı

Allahu Teâla'ya dua eden ve şefaat dileyen herkesin bu dua ve şefaati ancak Cenab-ı Hakk'ın kazası, kaderi ve dilemesi ile olur


Duaya icabet eden, şefaati kabul buyuran O'dur. Sebebi ve neticeyi yaratan da O'dur. Dua da, Allah (c.c)'ın takdir buyurduğu sebeplerden biridir.
Gerçek bu olunca, Allah (c.c)'ın sebeplerine yönelmek sadece onlara güvenmek, tevhid inancına göre şirk sayılır. Sebepleri yok bilmek sebebi müsebbib (sebeb olan) yapmaktır ki, bu da büyük bir akıl eksikliğidir. Çünkü sebeplerden uzaklaşmak, onlara tevessül etmemek şeriata göre yasaktır.
Kul için vacib olan, zorunlu olan, tevekkülünü, istemesini, duasını ve itibar ve rağbetini yalnız Allah (c.c)'a yöneltmesidir.
Yüce Allah, kendisine sebeplerden, insanların duasından ve şefaatından dilediğini takdir ve nasib buyurur.
Derece ve makam olarak üstün olanın duasının kabul buyrulacağı gibi, derece ve mertebesi aşağı seviyede olanında duası kabul buyrulur.
Başka bir deyimle, derecesi yüksek olan bir kişinin kendinden aşağıda olan için yaptığı dua kabul olabileceği gibi, derecesi düşük olanın kendisinden daha üst derecede olan için yapmış olduğu dua da makbul olabilir. (caiz ve meşrudur).