www.musluman.biz

12 Mart 2012 Pazartesi

Günahlar Sahibini İhsan-Takva Sınırından Çıkarır

Huseyin Ebu Emre - Harun Yildirim - ahlak ve imani dersler


Günah kulu ihsan derecesinden çıkarır ve onu ihsan sahiplerinin (=muhsinlerin) sevabından mahrum bırakır. İhsan kalple bütünleştiğinde kişiyi günahlardan engeller. Zira kişi Allah'a O'nu görüyormuşçasına ibadet ediyorsa bu ancak Allah'ı zikrinin, Allah sevgisi, korkusu ve ümidinin kalbi istilasının eseridir. Böylece sanki görüyormuşçasına Allah'a ibadet eder. Bu da, bırakın gühah işlemeyi kişinin öyle bir şeye niyetlenmesini dahi engeller. Kişi ihsan dairesinin dışına çıkınca da Allah'ın özel dostlarıyla arkadaşlık, bolluk içinde yaşam ve mükemmel nimetlerden mahrum kalır. Allah onun hayrını dilemişse, müminler sınıfının içerisinde kalmasını sağlar. Eğer şu hadiste de ifade edildiği gibi iman dairesinden çıkartan günahları işlerse:
"Zinakâr zina ederken mü'min halde zina etmez. İçkici içki içerken mü'min halde içmez. Hırsız hırsızlık yaparken mü'min halde hırsızlık yapmaz. Şöhret sahibi kişi insanların bakışları arasında gasbederken mü'min olarak gasbetmez."
Bu durumda da; aman dikkat, aman dikkat. Zira tevbe artık ona yüz çevirmeye başlamıştır.
Her kim mü'minlerle arkadaşlık ve Allah'ın onları güzel biçimde müdafaasından mahrum kalırsa (ki Allah iman edenleri müdafaa eder.) Allah'ın (c.c.), Kitab'ında imanın sonucu olarak belirttiği tüm hayırlardan mahrum kalır. Bunlar yüz civarında haslettir ve her biri dünyadan ve içindekilerden hayırlıdır. Bunların bazıları şunlardır:
1 - Büyük mükafaat: "Allah yakında mü'minlere büyük bir mükafaat verecektir." (Nisa, 146)
2 - Onlardan dünya ve ahiretin tüm kötülüklerini defetmek "Allah inananları savunur" (Hacc, 38).
3 - Arş'ı taşıyan meleklerin onlar için mağfiret dilemeleri: "Arş'ı taşıyanlar ve onun çevresinde bulunanlar, Rabblerini överek tesbih ederler, O'na inanırlar ve Mü'minler için mağfiret dilerler" (Mü'min, 7)
4 - Allah'ın onlarla dostluğu. Dostu Allah olan ise zelil olmaz. Allah şöyle buyurur: "Allah inananların dostudur" (Bakara, 257)
5 - Allah'ın meleklere onları pekiştirmelerini emretmesi: "Rabbin meleklere vahyediyordu ki: Ben sizinle beraberim, siz inananları pekiştirin" (Enfal, 12)
6 - Onlara Rabbleri katında yüksek dereceler mağfiret ve bol rızık vardır.
7 - İzzet: "İzzet yalnız Allah Rasûlüne ve mü'minlere mahsustur" (Münafikun, 8)
8 - Allah'ın iman ehliyle birlikteliği: "Ve Allah mü'minlerle beraberdir" (Enfal, 10)
9 - Dünya ve ahirette yüksekler derecelere sahip olma: "...Ki Allah sizden inananları ve kendilerine ilim verilenleri derecelerle yükseltsin" (Mücâdele,11) İki kat rahmet ve onunla yürüyecekleri bir nûr verilmeleri ve günahlarının affolunması. (Yüce Allah şöyle buyurur: "Ey inananlar, Allah'tan korkun, O'nun Elçisine inanın ki size rahmetinden iki pay versin, sizin için ışığında yürüyeceğiniz bir nur yaratsın ve sizi bağışlasın. Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir." (Hadid, 28) (müt.)
10 - Allah'ın (c.c.) gönüllerde onlara karşı bir sevgi koyması. Zira Yüce Allah onları sever, meleklerine, peygamberlerine ve salih kullarına sevdirir. (Yüce Allah şöyle buyurur: "İnanıp faydalı işler yapanlar için Rahman, (gönüllerde) bir sevgi yaratacak (onları herkese sevdirecek) tir." (Meryem, 96) (müt.)
11 - Korku ve dehşetin arttığı günde korkudan güvencede olmaları: "Artık her kim iman eder ve düzeltirse artık onlara korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir de" (En'am, 48)
12 - Mü'minler Allah'ın Fatiha sûresini farz namazlarda okuyarak hergün on yedi kez kendisine dua ederek doğru yolu istemelerini emrettiği, onlara bu ihsanda bulunduğu kimselerdir.
13 - Kur'an ancak onlar için doğru yolu gösteren bir klavuz ve şifadır: "De ki: O, inananlar için doğru yolu gösteren bir klavuz ve (göğüslerdeki hastalıklara) şifâdır, inanmayanlara gelince, onların kulaklarında bir ağırlık vardır ve Kur'an, onlara bir körlüktür. (Sanki) onlar uzak bir yerden çağrılıyorlar (da duymuyorlar)" (Fussilet, 44)
Evet...
İman her türlü hayrı celbeder. Dünya ve ahiretteki her türlü hayrın sebebi iman, dünya ve ahiretteki her türlü şerrin sebebi ise imanın olmayışıdır.
Kul kendisini iman çerçevesinin dışına çıkaracak, imanla arasında girecek, ama onu genel müslümanlar çerçevesinden çıkarmayacak, günahlara devam ettiğinde ise kalbinin paslanmasından, böylece İslâm'dan tamamen çıkmasından korkulacak bir hareketi nasıl işleyebilir?
O işte selefin günahlardan korkulan buradan kaynaklanmıştır. Nitekim onlardan birisi şöyle demiştir:
"Siz günahlardan korkuyorsunuz. Oysa ben küfürden korkuyorum."
Günahlar kalbin Allah'a ve ahiret yurduna doğru seyrini yavaşlatır veya tamamen durdurur. Bir adım dahi atmasına izin vermezler. Üstelik geri de döndürürler.
Günah Allah'a ulaşacak kimseyi perdeler, Yoldakinin yolunu keser, hedefe ulaşmaya çalışanı ters yüz eder. Kalp Allah'a doğru ancak kendi gücüyle yol alır. Günahlarla hastalanınca kendisini yürüten bu güç zayıflar. Bu güç tamamen yok olunca Allah'tan, telâfisi imkânsız şekilde uzaklaşır.
Günah ya kalbi öldürür, ya korkunç bir hastalığa yakalatır ya da kuvveti zayıflatır. Zayıflığı sonunda Rasûlullah'ın (Sallallahu aleyhi ve sellem) onlardan Allah'a sığındığı sekiz şeye kadar varır:
"1 - Tasa,
2 - Hüzün,
3 - Acizlik,
4 - Tembellik,
5 - Korkaklık,
6 - Cimrilik,
7 - Borç altında kalmak ve
8 - İnsanların galebesi (=zillet)" dir.
Bunların her ikisi birbirine yakındır. Tasa ile hüzün birbirine yakındır; çünkü kalbin hoşlanmadığı şey kişinin gelecekte olmasını beklediği bir şey ise tasa peyda eder, geçmişteki bir şey ise ve bizzat vuku bulmuşsa hüzün verir.
Acizlik ve tembellik de birbirine yakın şeylerdir, çünkü kulun hayır ve kurtuluş sebeplerini yapamaması eğer gücünün bulunmamasından ise acizlik, iradenin bulunmamasından ise tembelliktir.
Korkaklık ve cimrilik de birbirine yakındır; çünkü "fayda vermeme" eğer bedeniyle ise korkaklık, malıyla ise cimriliktir.
Borçların bel bükmesi ve insanların galebesi de birbirine yakındır; zira başkasının onun üzerine istilâsı hak ileyse borçlarının bükmesi haksız yereyse insanların galebesidir.
Evet... günahlar bu sekiz şeyi celbeden en güçlü sebeplerdendir. Ayrıca günah "tahammül edilemeyecek belâya, insanı ölüme kadar sürükleyecek sorunlarla karşılaşmaya ve düşmanları sevindirecek keder" e yol açan güçlü sebeplerdendir. (Bu da, Buhârî ve Müslim'in Ebû Hureyre'den (r.a.) rivayet ettiği hadiste geçmektedir.)
Günahlar ayrıca:
- Allah'ın nimetlerinin zevaline,
- Akıbetinin belâya dönüşmesine ve
- Allah'ın tüm gazabının celbine en büyük sebeplerdendir.