www.musluman.biz

14 Mart 2012 Çarşamba

İslâm Terimi

“İslam” terimi teslim olmak, boyun eğmek ve sırf Allah'a yönelmek anlamlarını birlikte içerir.
Terimin bu anlamı, Kur'anın şu ayetinde ifadesini bulur:
Allah (şirk koşan kimseler için) şöyle bir misal verdi: Birbiriyle çekişen bir çok ortakların sahip olduğu bir adam ile yalnız bir kişiye bağlı olan (teslim olmuş) bir adam. Şimdi bu ikisinin durumu bir oluyor mu? Hamd yalnız Allah'a mahsustur; fakat çokları (gerçekleri) bilmiyor.(Zumer: 29)
Demek ki, İslâm'ın söz konusu olabilmesi için mutlaka tek Allah'a teslim olmak ve O'nun dışındaki her şeye teslim olmaktan sıyrılmak gerekir.
İşte “Lâilâhe illallah (Allah'dan başka ibadete layık ilah yoktur.) cümlesinin asıl anlamı budur.
- Buna göre kim Allah ile birlikte bir başka şeye teslim olursa bu kimse müşriktir. Allah ise kendisine şirk/ortak koşmayı asla affetmez.
- Buna karşılık kim Allah'a teslim olmaz ise büyüklenerek O'na kul olmaktan yüz çevirmiş demektir.
Cenab-ı Allah (c.c.) böyleleri hakkında şöyle buyuruyor:
“Bana dua ediniz de duanızı kabul edeyim. Büyüklenerek Bana kulluk etmeye tenezzül etmeyenler horlanarak cehenneme gireceklerdir.” (Mümin: 60)
Elimizde bu ayetle aynı anlama gelen şöyle bir hadis vardır. Peygamberimiz (salât ve selâm üzerine olsun) bir defasında:
“Kalbin de zerre kadar kibirlilik bulunan bir kimse cennete giremez. Buna karşılık kalbinde zerre kadar iman bulunan kimse de cehenneme girmez.” buyurdu.
Bu sözleri dinleyen sahabilerden biri Peygamberimize:
“Ya Rasûlullah, giydiği elbisenin ve ayağındaki ayakkabının güzel olmasını seven birini ele alalım. Bu adamın yaptığı kibir sayılır mı?” diye sordu.
Peygamberimiz bu soruya şu cevabı verdi;
“Hayır, sayılmaz. Çünkü Allah güzeldir ve güzelliği sever. Kibirlilik, gerçeği hazmedememek ve insanları küçümsemektir.” Müslim, Sahih, K. iman, bab: Kibrin haramhğı ve bunun açıklanması, H. No: 91, Ebu Davud, K. Giyim, bab, Kibir konusuyla ilgili hadis, H. 4090; Tirmizi, Kitab, Bir ve sıla, bab: Kibir ile ilgili hadis, H. No: 1999)
Yahudilerin ana özelliği kibirlilik ve hristiyanlarınki ise müşrikliktir.
Nitekim Cenab-ı Allah (c.c.) bize yahudileri şöyle tanıtıyor:
“Ne zaman ki, bir peygamber size canınızın istemediği bir şey getirdi ise onu kibirlenerek reddetmediniz mi?” (Bakara: 87)
Buna karşılık hristiyanları da şöyle tanıtıyor:
Onlar Allah'ı bir yana bırakarak, hahamlarını, rahiplerini, Meryem'in oğlu Mesihi Rabler edindiler. Halbuki bunlar da, ancak bir olan Allah'a ibadet etmelerinden başkasıyla emrolunmamıştır. Allah'tan başka ibadete layık ilah yoktur. O, insanların ortak koştukları her şeyden yüce ve münezzehdir.(Tevbe: 31)
Bundan dolayı Cenab-ı Allah (c.c.) hristiyanları anlatırken şöyle buyuruyor:
“De ki: “Ey Kitab ehli, gelin aramızda ortak olan bir ilkede anlaşalım: Sadece Allah'a kulluk edelim, O'na hiç bir şeyi ortak koşmayalım ve Allah'ı bırakarak birbirimizi ilâh edinmeyelim” Eğer yüz çevirirlerse “şahid olunuz, biz müslümanız” deyiniz.” (Al-i İmran: 64)
Yine Cenab-ı Allah (c.c.) İslâmın ne olduğunu anlatıyor ve bu vesile ile yahudi ve hristiyanlara hitab ederken şöyle buyuruyor:
“Deyiniz ki; “Biz Allah'a, bize indirilene; İbrahime, İsmaile, İshaka, Yakuba ve torunlarına indirilene; Musa'ya İsa'ya verilene ve diğer peygamberlere Rabb'leri tarafından verilene inanırız. Peygamberler arasında ayırım yapmayız. Biz Allah'a teslim olan kimseleriz...
 “Yoksa siz İbrahim, İshak, İsmail, Yakub ve torunlarının yahudi veya hristiyan olduklarını mı söylüyorsunuz? De ki; “Siz mi daha iyi bilirsiniz, yoksa Allah mı?” Bildiği bir şahadeti Allah'dan gizleyenden daha zalim kim olabilir? Bilesiniz ki Allah yaptıklarınızdan gafil değildir.” (Bakara: 136, 140)
“İslâm” terimi ile ifade edilen hak dinin özü bir ve şeriatleri (insan hayatının düzenlenmesi için Allah'ın teşri ettiği her şey) farklı olduğu için Peygamber Efendimiz (salât ve selâm üzerine olsun) sahih bir hadisinde şöyle buyuruyor:
“Biz peygamberlerin dini bir olduğu gibi bizler baba bir kardeşleriz. Meryem oğlu İsa'ya en yakın olan benim. Çünkü onunla aramızda başka bir peygamber yoktur.” (Buhari, K. Peygamberler, bab. 48, H. No: 3441, 3443; Müslim, Kitab, Faziletler, bab. İsa -Selam üzerine- 'nın fazileti, H. No: 2365)
Huseyin Ebu Emre - Harun Yildirim - ahlak ve imani dersler