www.musluman.biz

14 Mart 2012 Çarşamba

SAKALI UZATMA VE BIYIĞI KISALTMA EMRİ

SAKALI UZATMA VE BIYIĞI KISALTMA EMRİ



Buharî Sahîh’inde İbn-i Ömer (R. Anhüma) ın rivayetine istinaden Resûlullah (s.a.v.) in şöyle buyurduğunu nakleder:



أنهكواالشوارب وأعفوا اللحى.



«Bıyıkları iyice kısaltın (kırkın) ız ve sakalları uzatın (bırakın, çoğaltın) ız.»

Ebu Hüreyre (r.a.) de Resûlullah (s.a.v.) in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:



جزواالشوارب وارخوااللحى وخالفوا المجوس.



«Bıyıkları kesin (kırkın) ız, sakalları uzatın (bırakın) ız ve Mecûsîlere muhalif olunuz» (Müslim).



احفوا الشوارب واعفوا ا للحى ولا تشبهوا باليهود.



Enes (r.a.) rivayet ediyor: Resûlullah (s.a.v.) buyurdu ki:

«Bıyıkları gayet kısaltın (kırkın) ız, sakalları uzatın (bırakın) ız ve Yahûdîlere benzemeyiniz» (Tahâvî).

İmam Nevevî’ye göre hadîslerde sakalla ilgili olarak geçen (A’fû, Evfû, Erhû, Ercû ve Veffiru) kelimelerinin beşi de (sakalı hâli üzere bırakmak) mânasınadır.

Bazı âlimlere göre de (A’fû), çoğaltınız mânasınadır. Hâfız «Feth» de İbnü Dakîkil-îdden: İ’fa, müsebbeb makamında sebebin ikâmesiyle çoğaltmak manasınadır. Çünkü İ’fâ, terk demektir. Sakalın terki ise çoğaltılmasnı gerektirir, şeklinde nakleder.

İbn-i Ömer (r.a.) Peygamberimiz (s.a.v.) den «Bıyıkların gayet kısa1tı1masını, sakalın uzatılması (bırakılması) nı eınrettiği» ni rivayet etmiştir (Müslim):

Bütün bu rivayetlere göre sakal bırakmak, İslâmda bir emirdir ve hadîsde geçen İ’fâ: Çoğaltmak, bırakmak, hali üzere terketmek mânasınadır.

Malûmdur ki, emir nehyeden, vazgeçiren ve değiştiren bir sebep olmadıkça îcab (vücub) için olur. Burada bu hususta ise berhangi bir vazgeçiren ve değiştiren bir sebep mevcut değildir; bilakis Resûlullah (s.a.v.) bütün ömürleri boyunca sakalın uzatılmasına (çoğaltılmasına) ihtimam göstermişlerdir. Sahabe-i kirâm (r. anhüm) da aynı şekilde ihtimam göstermişlerdir ki, hatta onlardan herhangi birinden kestiğine ve bir kabza (tutam) dan aşağı kısalttığına (kırktığına) dair bir nakil olmamıştır. Bu durum sakal bırakmanın, uyulması gereken bir emiri (vacib) olduğuna açık bir delildir.


Huseyin Ebu Emre - Harun Yildirim - ahlak ve imani dersler