İk i H i c r e t ( H a b e ş i s ta n v e M e d i n e 'y e H i c r e t)
Müslümanlar çoğalıp kâfirler onlardan korkmaya başla yınca Hz. Peygamber'e ve müslümanlara yönelik işkencele rinin şiddetini artırdılar. Bunun üzerine Allah Resûlü, müslümanların Habeşistan'a hicret etmelerine izin verdi ve şöyle buyurdu: "Ora da, y a nında insa nla ra zulüm edilme y en bir hükümda r va rdır." On iki erkek ve dört kadın hicret etti. Aralarında Hz. Osman da vardı.
ilk oluş nisbîdir. Buna göre F â ti h a , bir bütün halinde indirilen ilk sûre dir. Bu, Hz. Peygamber'i alıştırmak ve bundan sonra gelecek vahyi din lemek için bir hazırlıktır. Allah Elçisi'nin: "Kendisini g örmediğ im kişi den bir söz işittim." diyerek Varaka b. Nevfel'den bunun anlamını sor masına ilişkin rivâyet edilen sözü bu durumu desteklemektedir.
Daha sonra bu duyduğu sözün F â ti h a olduğu ortaya çıkmıştır. A la k sûresin(in ilk âyetlerin)e gelince, bunlar vahyin başlangıcında kendisine gelmiştir. Cebrâîl, Hz. Peygamber'in maneviyatını kuvvetlendirmek ve bildirilecek vahiylere hazırlamak için onu kucaklamıştır. M ü d d e s s i r sûresi de ilk vahyin kesilmesinden sonra veya tebliğle emredilmesi iti bariyle ilk olur. Allah en iyi bilendir.
72 elHicr 15/94.
yalan haber kendilerine ulaşınca Mekke'ye geri döndüler. Durumun öncekinden daha şiddetli bir hal aldığı haberi yolda onlara ulaşınca, bir kısmı geri döndü, diğer bir kısmı ise Mekke'ye girdi; Kureyş'in çok şiddetli eziyetiyle karşılaş tılar. Mekke'ye girenler arasında Abdullah b. Mes'ûd da var dı.
Daha sonra Hz. Peygamber, müslümanların Habeşis tan'a ikinci kez hicret etmelerine izin verdi. Seksen üç erkek ve on sekiz kadından oluşan bir topluluk oraya hicret ettiler ve Necâşî'nin yanında en güzel şekilde ikamet ettiler. Bu durum Kureyş'e ulaşınca, Necâşî'nin nazarında müslümanları tuzağa düşürmek amacıyla derhal Amr b. el Âs ve Abdullah b. Zübeyr elMahzûmî'yi bir heyet ile gön derdiler. Allah heveslerini kursaklarında koydu. Bunun üze rine Resûlullah'a eziyetleri daha arttı; onu ve ailesini Ebû Tâlib mahallesinde üç sene bir başka görüşe göre iki sene kuşatma altına aldılar/tecrit ettiler. Hz. Peygamber bu ku şatmadan çıktığında kırk dokuz bir başka görüşe göre kırk sekiz yaşındaydı.
73 Yani, her iki taraftan taş atmak için iki sıra oldular. Bu, eziyet bakımın dan en şiddetli ve alay bakımından da en açık olanıydı. Öyleyse din ve vatan uğrunda mücadele edenler buna alışsın; hapse atılma, vatanın dan sürgün edilme ve dövülme gibi kendilerine reva görülen sıkıntılar müslümanlara zor gelmesin. Zira Allah ve bağımsızlık düşmanları, Al lah'a davet edenleri her zaman engellerler, Allah'ı inkar, millet ve ülke lere egemen olma arzularının derecelerine göre onlara çeşitli eziyetler de bulunurlar.
Daha sonra ruhu ve bedeniyle Mescidi Aksâ 'ya gece götürüldü. Oradan göklerin ötesine bedeni ve ruhuyla yüce Allah'ın huzuruna çıkarıldı. Allah onunla konuştu ve ona beş vakit namazı farz kıldı. Bu durum bir kere oldu. Görüşlerin en doğrusu budur. Bu hâdisenin uykuda meydana geldiği de söylenmektedir.75 Hz. Peygamber Mekke'de kaldığı sürece kabileleri Allah'a davet ediyor ve Rabbinin elçiliğini onlara tebliğ etmek için her (hac) mevsiminde onlara kendisini arzedip barındırmalarını, isteğini yerine getirmeleri duru munda cennete gireceklerini söylüyordu. Fakat hiçbir kabile onun bu çağrısına olumlu cevap vermedi!!
74 Buhârî, "Bed'ü'lHalk", 7; Müslim, "Cihâd", 111.
75 Yüce Allah Kur'an'da şöyle buyurmaktadır: "Kulu (Muha mmed'i) g ece
ley in, mucizelerini g östermek üzere, Mescidi Ha r a m'da n, çevresini
müba rek kıldığ ımız Mescidi Aksâ 'y a g ötüren Alla h, her türlü noksa n sıfa tta n uza ktır . Kuşkusuz, O, çok iy i işiten, çok iy i g örendir." [elİsrâ
17/1]
dir bir grubun hac mevsiminde Mina'da Aka be mevkiinde başlarını tıraş ederlerken yanlarına vardı ve oturdu; onları Allah'a davet etti ve onlara Kur'an okudu. Bunun üzerine Allah ve Elçisi'nin davetini kabul edip Medine'ye döndüler. Toplumlarını İslâm'a davet ettiler ve İslâm aralarında yayıl dı. Resûlullah'dan bahsedilmeyen hiçbir ensâr evi kalmadı. Medine'de içinde Kur'an okunan ilk mescid Züreykoğulları mescididir.
Ertesi sene aralarında önceki altı kişiden beşinin de bu lunduğu on iki erkekten oluşan bir ensâr topluluğu Mekke' ye gelip Akabe'de Hz. Peygamber'e kadınlarla da biat etmek üzere biat ettiler; sonra Medine'ye geri döndüler. Bir sonraki yıl yetmiş üç erkek ve iki kadın son Akabe ehli olarak Hz. Peygamber'e gelip kadınlarını, çocuklarını ve kendilerini korudukları gibi onu da koruyacaklarına dair biat ettiler. Bunun üzerine Hz. Muhammed ve ashabı onların yanına hicret ettiler. Allah Resûlü onlardan on iki temsilci (nakîb) seçti. Ashabının Medine'ye hicretine izin verdi. Bunun üze rine birbirini takiben topluluklar halinde yola çıktılar. Ensârın evinde konuk oldular, muhacirleri evlerinde barın dırdılar, onlara ikramda bulundular ve böylece İslâm Medi ne'de yayıldı.
76 Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır: "Ona y a rdım etmey ecek olursa nız, (bilin ki), Alla h inka r edenler, onu (Mekke'den) çıka rdıkla rında , ma ğ a ra da buluna n iki kişiden biri ola ra k ona y a rdım etmişti. Ha ni o, a rka da şına : ‘Üzülme; zira Alla h bizimledir.' diy ordu." [etTövbe 9/40]
Sonra cuma günü yola koyuldu. Cuma vaktinde Sâlim oğulları'nın bulunduğu yere vardı. Beraberinde bulunan yaklaşık yüz müslümana cuma namazı kıldırdı, sonra deve sine binip yola koyuldu. İnsanlar kendilerinin yanında ko nuk olması için onunla konuşmaya ve devesinin yularını tutmaya başladılar. Bunun üzerine o şöyle diyordu: "Deve nin yolunu açın! Zira o nerede duracağına dair gerekli emri almıştır." Deve bugünkü M e s c i d i N e be v î 'nin bulunduğu yerin yakınına çöktü. Burası Neccâroğulları'ndan Sehl ve Süheyl adında iki çocuğun hurma kuruttukları bir yerdi. Allah Resûlü deveden inip Ebû Eyyub elEnsârî'nin evine konuk oldu. Daha sonra hurma kurutulan bu yerde arkadaş larıyla beraber hurma dalları ve kerpiçten kendi eliyle mes cidini ( M e s c id i N e be v î 'yi) inşa etti. Sonra da mescidin yanına kendisinin ve hanımlarının odalarını yaptı. Kendisi ninkine en yakın olanı Hz. Aişe'nin odası idi. Ebû Eyyub'un evinde yedi ay kaldıktan sonra kendi evine taşındı.
Habeşistan'daki arkadaşlarına Hz. Muhammed'in Me dine'ye hicret ettiği haberi ulaşınca, onlardan otuz üç kişi geri döndü. İçlerinden yedisi Mekke'de alıkonul du/hapsedildi. Diğerleri Medine'de Allah Resûlü'ne ulaştı lar.