www.musluman.biz

13 Mart 2012 Salı

Cenab-ı zü'l-Celâl hazretleri Kur'an-ı Kerim'de tevhidin bütün esaslarını pek açık bir biçimde beyan buyurmuş ve şirkin (bütün kollarını budayıp) her türlüsünü söküp atmıştır


Öyle ki, hiç kimse Allah (c.c)'tan başka hiçbir şeyden korkmasın.
O'ndan başkasından ümit beklemesin ve
O'ndan başka hiçbir kuvvete tevekkül etmesin.
Maide 44, Al-i İmran 175. ayetlerde Yüce Allah bizi şeytanın dostlarından korkutur. Nisa 77, Tevbe 15, Nur 52. ayetlerinde de, itaatin sadece Allah (c.c)'a ve Rasulüne yapılması gerektiğini beyan eder.
Haşyet ve hayranlık da sadece Yüce Allah'a duyulur.
Cenab-ı Hakk buyuruyor:
"Onlar Allah ve Rasulü kendilerine ne verdiyse sadece buna razı olsalardı da "Bize yalnız Allah yeter, yakında bize kerim olan rızkından Allah da verir Rasulü de. Biz yalnız Allah'a rağbet edicileriz" deselerdi" (Tevbe: 9/59)
Ve başkası:
"Onlar öyle kimselerdir ki, kendilerine "düşmanlarınız olan insanlar size karşı ordu hazırladılar, o halde onlardan korkun" dediler de, bu sözler onların imanlarını artırdı ve "Bize Allah yeter. O ne güzel vekildir" dediler" (Al-i İmran: 3/173)
Allah (c.c)'ın Rasulü de bu tevhid anlayışını ümmetine telkin ve tavsiye ediyordu. Allah (c.c)'ın kullarını (ümmetini) şirkin her çeşidinden kurtarmaya, sıyırmaya ve uzaklaştırmaya çalışıyordu.