www.musluman.biz

10 Mart 2012 Cumartesi

NEMIME (KOĞUCULUK)

Huseyin Ebu Emre - Harun Yildirim - ahlak ve imani dersler

NEMIME (KOĞUCULUK)


Nemimenin Tanımı


Ara bozmak maksadıyla insanların sözlerini birbiri­ne taşımaktır. Koğuculuk demek, açıklanması hoş görülme­yen şeyi açıklamaktır. Koğuculuğun genel anlamı, bir sırrı açıklamak ve örtülü kalması istenen şeyin yüzünden perde­yi kaldırmaktır. Eğer koğuculuk yaptığı şey, o kişide bir ek­siklik ve kusur ise, o zaman koğuculuk yanında bir de gıy­bet etmiş olur. Koğuculuk (nemime) yapana "nemmam" adı verilir.
Bazen nemmam yerine kattat kullanılır. Kattat ile nem­mam ikisi de bir anlamda, söz gezdiren demektir. Fakat an­lam itibariyle aralarındaki fark şudur: Nemmam, beraber bulunduğu bir topluluğu dinler, sonra gider konuşulanı ha­ber verir. Kattat ise, onların haberi olmadan gizlice dinler, her şeyi öğrenir ve sonra da gider başkalarına haber verir.
Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Kişi konuşma yaparken dönüp etrafına bakarsa, onun bu konuşması, dinleyenin yanında emanet olduğuna delalet eder. (ifşa etmesi haramdır.)" İbn-i Ebi Dünya
O halde bir kişinin söylenmesini istemediği veya müslü-manların gizlenmesini emrettiği şeyler bir sır olup kimseye açıklanmamalıdır. Nitekim Sabit'in rivayetine göre;
Enes -Allah ondan razı olsun- diyor ki:
"Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem, Ben çocuklarla oynarken yanıma geldi ve bize selam verdi. Beni bir iş için yolladı. Bu yüzden annemin yanma geç geldim." Annem:
"Neden geç kaldın?" diye sordu. Ben:
"Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem beni bir işe yollamıştı." dedim. Annem:       
"O işi neydi?" diye sorunca ben de:
"O bir sırdır" dedim. Bunun üzerine annem:
"Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem'in sırrını hiç kimseye söyleme." dedi.
Enes -Allah ondan razı olsun- dedi ki:
"Ey Sabit! Eğer bu sırrı bir kimseye söyleyecek olsaydım muhakkak sana söylerdim." Buhari ve Müslim
Bir kişinin sözlerini veya İslam'ın maslahatı ve müslü-manların güvenliği ile ilgili sırları deşifre etmek haram olup koğuculuktur. Ayrıca müslümanlarla ilgili bilgileri birileri­ne ulaştırmak da bir tür koğuculuktur.
Nitekim Hasan Basri şöyle buyurdu:
"Arkadaşının sırrını konuşmak hainliktir."

Koğucunun Duası Kabul Olunmaz


Kaa'bu-l Ahbar'ın anlattığına göre: İsrail oğullarında kıtlık olmuştu. Musa (a.s) onları alıp üç defa yağmur duası­na çıktığı halde yağmur yağmadı. Bunun üzerine Musa (a.s):
"Ya Rabbi! Kulların üç defa yağmur duasına çıktı, onla­ra yağmur yağdırmadın. Dualarına icabet etmedin." diye niyazda bulundu. Allah u Teala:
''Aranızda devamlı koğuculuk yapan birisi varken duanızı kabul etmem." buyurdu. Musa (a.s ):
"Ya Rabbi, o kimdir? Onu bize bildir ki aramızdan çıka­ralım." dedi.
Allah u Teala şöyle buyurdu:
"Ey Musa! Ben sizi koğuculuktan men ederken kendim koğuculuk yapar mıyım? Hepiniz birden tevbe ediniz."
Hep birden tevbe ettiler ve yağmur yağdı.

Koğucunun Kabirdeki Durumu


Katade, " Çoğunlukla kabir azabı gıybet, nemime ve idrardan korunmamak üzere üç şeydendir." der.
Ebu Hureyre -Allah ondan razı olsun- diyor ki:
" Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem ile beraber yürüyorduk. İki meza­ra uğradık, (mezar başında bir süre oturduk.) Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem kalktı, biz de onunla beraber kalktık. Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem'in rengi öyle değişti ki, gömleğinin kolu tir tir titri­yordu. Bu hali görünce ashab:
" Ya Resulullah, ne oluyor?" diye sordu. Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem:
" Benim duyduğumu duymuyor musunuz?" buyurdu. As­hab:
" Hayır duymuyoruz, nedir o duyduğunuz?" dediler. Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem:
“ Bu kabirdekiler azab görüyorlar. Hem de kendilerince azab görmeleri büyük bir şey için değildir. Evet, günahları büyüktür. Fakat onlara göre korunması kolay olan iki günah­tan dolayı azab görüyorlar." buyurdu. Ashab:
" Nedir o günahlar?" diye sordular. Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem:
" Bunlardan biri idrardan sakınmaz, iyice taharetlenmezdi. Diğeri de dili ile insanlara eziyet eder ve koğuculuk ya­pardı." buyurdu. Sonra iki yaş hurma dalı istedi. Bunları mezarların üstüne koydu. Bunun üzerine ashab:
" Ya Resulullah, niçin böyle yaptınız?" diye sordular. Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem;
" ( Bu dal yaş kaldığı sürece ) azabları hafifler." buyurdu. Ashab:
" Ya Resulullah , acaba bunlar ne zamana kadar azab olurlar?" diye sordular. Bunun üzerine Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
" O gayb'dır; onu ancak Allah bilir. Gaflet edip dedikoduya dalmasaydınız siz de benim duyduklarımı duyardınız." Et-Tergib ve't-Terhib, 3/497, Taberani

Koğuculuk Büyük Bir Fitne Ve  Bozgunculuktur


Dinimizin üzerinde önemle durduğu sıfatlardan biri de laf getirip götürme huyudur. Bu rezil huy, fertler arasın­daki münasebetleri bozarak toplumun huzuruna tesir etti­ğinden ve içtimai bütünlüğü yaraladığı için^şiddetle yasak­lanmıştır.
Bazı günahlar sadece günahı işleyene zarar vermektedir. Bazı günahlar da vardır ki bütün toplumu etkilemekte ve top­lumun düzenini bozmaktadır. İşte gıybet ve koğuculuk gibi hastalıklar bu türdendir. Koğucunun yaptığı tahribatı şeytan bile yapamaz. Koğucunun fitnesi şeytanın fitnesinden daha tehlikeli ve korkunçtur. Çünkü şeytan insana gizli bir vesvese verir. Allah'ın adını zikreder bu vesveseden kurtulursun. Fa­kat koğucu öyle değil karşına çıkar seninle konuşur ve konuş­tuklarına birtakım ilaveler de yaparak gidip onları anlatır. Ko­ğucunun şerri o kadar büyüktür ki bazen insanların birbirle­rini öldürmelerine bile yol açmaktadır.
Hammad b. Seleme'den şöyle anlatıldı:
Adamın biri, köle almaya gider. Bir kölenin fiyatını çok ucuz bulur. Sebebini sorar. Sahibi der ki:
" Bu köle koğucudur, onun için ucuzdur." Alan kimse, bu ayıbı Önemsemez, köleyi alır, eve gelir. Köle yeni efendi­sinin yanında bir süre kaldıktan sonra, adamın hanımına gi­der; şöyle der:
" Sen kocana bu kadar hizmet ediyorsun, ama kocan se­ni sevmiyor. Seni bırakıp başkası ile evlenmek istiyor. Seni sevmesini, üzerine titremesini ister misin?" Kadın:
" Elbette isterim" der. Köle:
" Ben büyücüyüm. Kocan uyuduğu zaman bir ustura al. Sakalının alt kısmından bir kaç kıl kes, bana getir büyü ya­payım, seni sevsin." der. Zavallı kadın buna inanır. Köle he­men kadının kocasına gider; şöyle der:
" Efendim, karın seni aldatıyor. Seni öldürüp başkasına gidecek; istersen uyur gibi yap; bunu gözünle gör."
Adam uyur gibi yapar. Köle koşar, kadına haber verir. Kadın birkaç tane kıl almak için ustura ile adama doğru yaklaşınca, adam gerçekten karısının kendisini öldürmek istediğini zannederek hemen kalkıp usturayı elinden alarak kadının boğazım keser. Köle hemen kalkar kadının akraba­larına haber verir. Onlar da gelip kadının kocasını öldürür­ler. Bu sefer köle koşar erkeğin yakınlarına haber verir... Böylece bir aile ve iki kabileyi mahveder.

Nemmam Cennete Giremez


Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Sizin eri şerlilerinizi size haber vereyim mi?" Ashabı Kiram:
" Evet, ya Resulullah" dediler. Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöy­le buyurdu:
" Onlar ki koğuculuk yaparlar, dostların arasını bozarlar, tertemiz insanlarda ayıplar arar ve yakıştırmalar yaparlar." Ahmed
Nuh aleyhisselamm karısı, Nuh'un mecnun olduğunu yayıyordu. Lut aleyhisselamm karısı da, gelen misafirleri kavmine haber veriyordu. Bu çirkin hareketlerinden dolayı Allah u Teala da elim azabı ile onları helak etti.
Nitekim Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
" Koğuculuk yapan cennete giremez" Buhari ve Müslim
Yine Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Kattat kimse cennete giremez." Buhari ve Müslim
Başka bir rivayete göre; Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle bu­yurdu:
" Allahu Teala, cenneti yarattıktan sonra, ona konuş em­rini verdi.
Cennet şöyle konuştu: Bana gelen, saadeti bulur." Bunun üzerine Allahu Teala, şöyle buyurdu: " İzzet ve celalime yemin ederim ki, şu sekiz kişi, sende mekan tutamayacaktır:
1- İçkiye devam eden
2- Zina yapmaya devam eden
3- Koğuculuk eden,
4- Deyyus olan,
5- İş başına geçip, halka zulümle ağalık yapan,
6- Kadına yapılan cinsi fiilden kendine de yapılan erkek ya da kendini karıya benzeten erkek,
7- Sılay-ı rahmi kesen
8- Şunu şunu yapacağını Alİah adına and içerek söyleyip vaad eden ve bu vaadini yerine getirmeyen." Nesai, Ahmed
Diğer bir rivayete göre; Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyur­du:
" Kim ki, haksız yere bir sözü, bir müslümanı lekelendir­mek için yayarsa, Allahu Teala onu kıyamet gününde ateşle lekelendirir." İbn-i Ebi Dünya
Yine Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:
" Söz taşımak ve kin cehennemdir. Aynı zamanda bunların ikisi de bir müslümanda bulunmaz." Et-Tergib ve't-Terhib, 3/498, Taberani

Nemimenin Tedavisi


Nemimenin tedavi yollan, gıybetin tedavisinde anlatı­lan çarelerdir: Koğucu, sana gelse, "falan kimse sana şöyle şöyle yaptı; şöyle şöyle dedi" derse, bu durumda sana altı şey yapmak düşer:   
1- Onun sözüne inanmamalısın. Çünkü koğucu, ittifakla fasıktır ve şahitliği makbul sayılmaz. Nitekim Allah u Teala şöyle buyurdu:" Ey iman edenler, eğer fasıkın biri size bir ha­ber getirirse onu inceleyin. Yoksa bilmeyerek bir kavme fena­lık edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz." Hücurat:6
Yani bir fasık size bir haber getirirse, durumunu inceleyin. Acele etmeyin, yanlışlıkla bir kavme sataşmayasınız.
2- Koğucuyu çirkin olan o işinden vazgeçirmeli ve nasihat etmelisin. Çünkü bir münkeri engellemek vaciptir. Nemime ise münkerlerin büyüklerindendir. Nitekim Allah u Teala şöy­le buyurdu:" Sizler, insanlar için çıkarılmış hayırlı bir ümmet­siniz. İyiliği emreder, kötülükten de nehyedersiniz ve Allah'a inanırsınız.
3- Tevbe etmediği takdirde koğucuya Allah için buğzetme-lisin. Çünkü o kimse, asidir. Asiye buğzetmek ise vaciptir.
4- Aleyhinde konuştuğu için senin yanında bulunmayan durumunu bilmediğin kimseye kötü zan beslememelisin.
Çünkü müslüman bir kimseye kötü zan beslemek haramdır.
Zira Allahu Teala şöyle buyurmuştur:
" Zannın çoğundan sakınınız, muhakkak zannın bir kısmı günahtır." Hücurat:12
5- Koğucunun o sözünü araştırma cihetine gidip casusluk etmemelisin. Onun sözü, doğru mu, değil mi? Bu yolda bir araştırma yapmamalısın.
Çünkü, Allahu Teala buyurdu ki:
"Sakın tecessüs etmeyiniz"
Yani, kardeşinizin gizli yanını araştırmayınız.
6- Koğucuyu menettiğin nemmamlığı kendin yapmamalı­sın. Yani sen de, sana getirdiği bir haberi başkasına anlatmak­la, aynı duruma düşmemelisin. Böyle yapmak da, koğuculuk-tur.
Seleften birisi bir arkadaşını ziyarete gider. Sohbet esnasın­da bir dostu hakkında dedikodu yapar ve onu çekiştirir. Bu­nun üzerine ziyaret olunan zatın canı sıkılır ve şöyle der:
Bu ziyaretinle bana yük oldun. Bana üç eziyet getirdin:
1- Sevdiğim kardeşime beni düşman ettin.
2- Huzurumu kaçırdın ve kalbimi bu işlerle meşgul ettin.
3- Seni, emin, güvenilir bir insan biliyordum. Onu da sarstın.
Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
" Benim katımda en sevimliniz, ahlakça en güzel olan ve çevresi ndekilerle en güzel geçinenİzdir ki, onlar herkesi sever ve herkes te onları sever. Benim katımda en sevimsizleriniz ise koğuculuk yapan, dostların arasını açan ve temiz kimselerde kusur arayanlardır." Taberani, Bezzar
Rivayet ediliyor ki, Ömer b. Abdulaziz'e bir adam gelerek: "Senin hakkında falan kimse şöyle dedi" der. Bunun üze­rine Ömer b. Abdulaziz şöyle dedi:
"İstersen bunu tahkik edelim. Eğer yalancı çıkarsan şu ayetin hükmü altına girersin; "Eğer bir fasık, size bir haber ge­tirirse inceleyin." Hücurat:6
Eğer duyduğun doğru çıkarsa, şu ayetin hükmü altına girersin. "Halkla çok alay eder ve haber gezdir­mek suretiyle çokça koğuculuk yapar. Kalem:ll
Her iki halde de mesulsün. Eğer istersen, tetkik etmeden seni affedelim de bu iş böyle kalsın!"
Adam şöyle dedi:
"Beni affet, ya emir el müminin' Bir daha böyle bir şey yapmayacağım"'
Kendisine dedikodu ulaşan kimseye düşen, onu tasdik et­memek, aleyhinde konuştuğu söylenen kimseye karşı kötü zanda bulunmamak, söyleneni araştırmaya kalkmamak, laf getireni ayıplayıp, bunu bir daha yapmamasını söylemek, eğer vazgeçmezse ona öfkelenmek ve nemmamın söylediğini yaymaya kalkışmamaktır. Aksi takdirde kendisi de nemmam olur.
Hasan Basri diyor ki:
"Bir başkasının sözünü sana ulaştıran; senin sözünü de bir başkasına ulaştırır. Yani koğucu yüz verilecek insan değildir. Ona hiçbir surette güvenilmez. Ona nasıl nefret duyulmasın ki, yalandan, gıybetten, iftiradan, hainlikten, karıştırmaktan, çekememezlikten, hile ile insanların arasını bozmaktan hiçbir vakit kurtulamaz. Koğucu, Allah u Teala'nm birleştirmek iste­diğini ayırmak için uğraşan ve yeryüzünde bozgunculuk ya­pan kimsedir. Nitekim Allah u Teala şöyle buyurmuştur:
"Yol, ancak insanlara zulmeden ve yeryüzünde haksız yere tecavüz ve haksızlıkta bulunanların aleyhinedir. İşte can yakıcı azab bunlaradır." Şura:42
Eğer kardeşiniz hakkındaki hüsnü zannımızm su-i zanna, sevgimizin nefrete ve dostluğumuzun düşmanlığa dönüşmesini istemiyorsak koğucuyu konuşturmamalıyız.
İbni Mesud -Allah ondan razı olsun- anlatıyor: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:" Bana kimse ashabımın birinden ( canımı sıkacak ) bir şey getirmesin. Zira ben, sizin karşınıza, içimde hiçbir şey olmadığı halde çıkmak istiyorum." Tirmizi, Ebu Davud
Hadiste Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem, Ashabından herhangi biri hakkında hoşuna gitmeyecek bir söz, bir davranış veya kötü bir sıfatın kendisine ulaştırılması­nı, ashabı hakkındaki hüsnü zannını rencide edecek bir şikâ­yetin olmamasını talep etmektedir.
Lokman Hekim oğluna dedi ki:
" Senin arkadaşların o kimseler olsun ki, sen onlardan on­lar da senden ayrıldıkları zaman, ne sen onlann aleyhine, ne de onlar senin aleyhinde konuşsunlar."
Dilimin ve nefs-i emmarenin şerrinden Allah u Tealaya sı­ğınırım.