www.musluman.biz

10 Mart 2012 Cumartesi

« Gözümüzün önünde ve korumamız altında yüzüp giden bir gemiye bindirmiştik.» (Kamer: 54/14)

Huseyin Ebu Emre - Harun Yildirim - ahlak ve imani dersler

« Gözümün önünde ve korumam altında terbiye olup yetişesin diye » (Tâhâ: 20/39) Allah Azze ve Celle Burada “Göz” Sıfatını Tekil Olarak Zikretmiştir. «Bizim korumamız altında, gözlerimizin önünde ve vahyimiz ile (rızamıza uygun bir şekilde) gemiyi inşa et.» (Hud: 11/37) Bu Âyette ise “Göz” Sıfatını Çoğul Olarak Zikretmiştir. Öyleyse Bu İki Âyeti Nasıl Bir Araya Getirebiliriz?

Soru:

« Gözümün önünde ve korumam altında terbiye olup yetişesin diye » (Tâhâ: 20/39) âyeti ile  «Bizim korumamız altında, gözlerimizin önünde ve vahyimiz ile (rızamıza uygun bir şekilde) gemiyi inşa et.» (Hud: 11/37) âyetini nasıl bir araya getirilir? Bu, bir göz müdür yoksa gözler midir?

Cevap:

Hamd, Allah’a mahsustur.

Birinci Olarak:

Ehli Sünnet vel-Cemaatin mezhebi şudur: Allah Azze ve Celle’nin kendisi ile gördüğü “İki Gözü” vardır. O ikisi Allah Subhânehû ve Teâlâ’dan ayrılmayan zâtî sıfatlardandır.

İbnu Huzeyme -Allah ona rahmet etsin- şöyle dedi:

“Bizler şöyle deriz: Yaratan Rabbimizin kendisi ile gördüğü“İki Gözü” vardır. Muhakkak ki Allah Azze ve Celle toprağın altını, yeryüzünde en alt tabaka olan yedinci tabakanın altını, gökyüzünün en üstününü görendir.”

[“Kitâbut-Tevhîd” (1/76)]

Ebu Hasan el-Eş’ari -Allah ona rahmet etsin- şöyle dedi:

“Allah Subhânehû ve Teâlâ’nın, keyfiyeti bizce bilinmeksizin “İki Gözü” vardır. Allah Subhânehû ve Teâlâ’nın buyurduğu gibi:

﴿تَجْرِي بِأَعْيُنِنَا

« Gözümüzün önünde ve korumamız altında yüzüp giden bir gemiye bindirmiştik.» (Kamer: 54/14)

[“el-İbâne ‘an Usûlid-Diyâne” (1/20)]

Şeyh İbnu Useymin -Allah ona rahmet etsin- şöyle dedi:

Ehli Sünnet vel-Cemaatin mezhebi şudur: Allah Azze ve Celle’nin “İki Gözü” vardır. Kendi şanına yakışır şekilde bu ikisi ile hakiki olarak bakar. O ikisi Allah Subhânehû ve Teâlâ’nın zâtî sıfatlarındandır.”
[“Mecmû’u Fetâvâ İbni Useymin” (4/58)]

Ehli Sünnet, Buhari’nin (7407) Abdullah ibnu Ömer’den -Allah ondan ve babasından razı olsun- rivayet ettiği hadiste Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem’in şu hadisini de delil olarak getirir: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

( إن الله لا يخفى عليكم ، إن الله ليس بأعور - وأشار بيده إلى عينه - وإن المسيح الدجال أعور العين اليمنى كأن عينه عنبة طافية )

"Şüphesiz Allah sizin üzerinize gizli olmaz. Muhakkak ki Allah şaşı değildir. -Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem gözüne işaret etti ve- Mesih Deccal’ın sağ gözü şaşıdır. Onun gözü sanki salkımından dışarı çıkmış, iri bir üzüm tanesi gibidir."

Darimi -Allah ona rahmet etsin- “Bişr el-Merîsî’ye Reddiye” adlı kitabında (1/327) şöyle dedi:

“Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellemin  "Muhakkak ki Allah şaşı değildir" sözünde Allah Azze ve Celle’nin “İki Gözü” olduğunun açıklaması vardır. Bu ise şaşının hilafınadır.” (Darimi’nin sözü burada bitti.)

Abdullah el-Ğuneymân -Allah onu korusun- “Şerhu Kitabit-Tevhid min Sahihil-Buhari” adlı kitabında şöyle dedi:

“Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellemin "Muhakkak ki Allah şaşı değildir" sözü, bu babdaki hadisten maksat işte bu cümledir. Bu, Allah Azze ve Celle’nin hakiki olarak “İki Gözü” olduğuna işaret eder. Çünkü şaşılık iki gözden birini kaybetmektir veya da nurunun gitmesidir. (Yani görme yeteneğini kaybetmesidir.)” (Abdullah el-Ğuneyman’ın sözü burada bitti.)

İkinci Olarak:

“Göz” sıfatı Kurân-ı Kerim’de Allah Azze ve Celle’ye izafe edilmiş bir şekilde iki sika ile gelmiştir:

1- Tekil sikasıyla, tekil zamire izafe edilmiş olarak. Allah Azze ve Celle’nin buyurduğu gibi:

﴿وَأَلْقَيْتُ عَلَيْكَ مَحَبَّةً مِنِّي وَلِتُصْنَعَ عَلَى عَيْنِي

« Ey Mûsâ! Gözümün önünde ve korumam altında terbiye olup yetişesin diye de üzerine kendimden bir sevgi koydum." » (Tâhâ: 20/39)

2- Çoğul sikasıyla, çoğul zamirine izafe edilmiş olarak. Allah Azze ve Celle’nin buyurduğu gibi:

﴿تَجْرِي بِأَعْيُنِنَا

« Gözümüzün önünde ve korumamız altında yüzüp giden bir gemiye bindirmiştik.» (Kamer: 54/14)

﴿وَاصْنَعِ الْفُلْكَ بِأَعْيُنِنَا وَوَحْيِنَا

«Bizim korumamız altında, gözlerimizin önünde ve vahyimiz ile (rızamıza uygun bir şekilde) gemiyi inşa et.» (Hud: 11/37)

Allah Azze ve Celle’nin «Gözümün önünde» kavli bir göze delalet etmez. «Gözlerimin önünde» kavli de birçok göze delalet etmez. Bilakis hepsi de yerine göre tefsir edilir. “Göz” lafzı, şayet zahir çoğul isme izafe edilirse veya da kişi zamirine, en güzel olanı, lafza benzerliğinden dolayı çoğul yapmaktır. Allah Azze ve Celle’nin buyurduğu gibi:

  ﴿قَالُوا فَأْتُوا بِهِ عَلَى أَعْيُنِ النَّاسِ

« Bir kısmı ise: "Kendisine ne yapıldığını görmeleri için onu insanların gözleri önüne getirin, demişlerdi. » (Enbiya: 21/61)

Tekile izafe edildiğinde ise lafza benzerliğinden dolayı tekil olarak zikredilir. Allah Azze ve Celle’nin buyurduğu gibi:

﴿وَأَلْقَيْتُ عَلَيْكَ مَحَبَّةً مِنِّي وَلِتُصْنَعَ عَلَى عَيْنِي

« Ey Mûsâ! Gözümün önünde ve korumam altında terbiye olup yetişesin diye de üzerine kendimden bir sevgi koydum." » (Tâhâ: 20/39)

İbnu Kayyim -Allah ona rahmet etsin- “es-Savâikul-Mursele” (1/255) adlı kitabında şöyle dedi:

“Tekil olarak “Göz” sıfatını tekil olan zamire izafe olarak zikretmiştir. Çoğul olarak “Gözler”  ise çoğul zamirine izafe edilmiştir. Tekil olarak “Göz” tek göz olduğu ve bundan başkasının olmadığına işaret etmez. Tıpkı şu tür sözlerde olduğu gibi: “Gözüm üstüne, ben bunu yaparım. Gözüm üstüne, sana icabet edeceğim. Gözüm üstüne, onu taşıyacağım.” Bununla kendisinin tek gözü olduğunu kastetmez. Şayet bir kimse, sözün zahirinden böyle bir şey anlarsa, alışılmışın dışına çıkmış olur. Şayet “Göz” zahir veya zamir olarak çoğul isme izafe edilirse, en güzel olanı, onu, lafza benzemesi bakımından çoğul yapmaktır. Allah Azze ve Celle’nin şu âyetlerinde buyurduğu gibi:

﴿تَجْرِي بِأَعْيُنِنَا

« Gözümüzün önünde ve korumamız altında yüzüp giden bir gemiye bindirmiştik.» (Kamer: 54/14)

﴿وَاصْنَعِ الْفُلْكَ بِأَعْيُنِنَا وَوَحْيِنَا

«Bizim korumamız altında, gözlerimizin önünde ve vahyimiz ile (rızamıza uygun bir şekilde) gemiyi inşa et.» (Hud: 11/37)

Bu, “El” sıfatının lafza benzemesi bakımından tekil olana izafe edilmesine benzer. Allah Azze ve Celle’nin şu âyetlerinde buyurduğu gibi:

﴿بِيَدِهِ الْمُلْكُ

«Mülk elinde olan» (Mulk: 67/1)

﴿وَبِيَدِكَ الْخَيْرُ

«Hayır senin elindedir.» (Âli İmran: 3/26)

Şayet çoğul zamirine izafe edilirse çoğul yapılır. Allah Azze ve Celle’nin şu âyetinde buyurduğu gibi:

﴿أَوَلَمْ يَرَوْا أَنَّا خَلَقْنَا لَهُمْ مِمَّا عَمِلَتْ أَيْدِينَا أَنْعَامًا

« O müşrikler, ellerimizin yapıp da kendileri için yarattığımız ve onların da sahibi oldukları şu hayvanları hiç görmüyorlar mı? » (Yasin: 36/71)

Yine “El” ve “Göz” sıfatlarının zahir olan isme izafe edilmesi de böyledir. Allah Azze ve Celle’nin buyurduğu gibi:

﴿بِمَا كَسَبَتْ أَيْدِى النَّاسِ

« İnsanların elleriyle işledikleri yüzünden » (Rûm: 30/41)

﴿فَأَتَوْا بِهِ عَلَى أَعْيُنِ النَّاسِ

« Bir kısmı ise: "Kendisine ne yapıldığını görmeleri için onu insanların gözleri önüne getirin, demişlerdi. » (Enbiya: 21/61)

Kurân ve Sünnet, “El” sıfatını Allah Subhânehû ve Teâlâ’ya izafe edilmiş olarak tekil, ikil ve çoğul olarak zikretmiştir. “Göz” sıfatını tekil ve çoğul olarak Allah Subhânehû ve Teâlâ ‘ya izafe etmiştir. Sünnet ise“Göz” sıfatını ikil olarak Allah Subhânehû ve Teâlâ’ya izafe etmiştir. Ebu Hureyre’nin -Allah ondan razı olsun- rivayet ettiği hadiste Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellemin buyurduğu gibi:

( إن العبد إذا قام في الصلاة قام بين عيني الرحمن ، فإذا التفت قال له ربه إلى من تلتفت إلى خير لك مني )

“Bir kul, namaz için durduğunda Rahman’ın İki Gözü önünde durur. O kul, namazında yüzünü çevirdiğinde, Rabbisi ona şöyle der: "Yüzünü nereye çeviriyorsun? Benden daha hayırlısına mı?"

Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellemin “Sizin Rabbiniz şaşı değildir” hadisi açıkça göstermektedir ki, bundan murat, başkası olmaksızın bir tek gözün ispatı değildir. Bu, gözüken bir şaşılıktır ve Allah Azze ve Celle bundan yüce ve büyüktür.” (İbnu Kayyim’in sözü burada bitti.)

Şeyh Muhammed ibnu Useymin -Allah ona rahmet etsin- şöyle dedi:

“İki El” ve “İki Göz” sıfatları, Kurân ve Sünnette Allah Azze ve Celle’ye üç şekilde izafe edilmiş olarak gelmiştir: Tekil, ikil ve çoğul.

Tekil olarak gelişine delil: Allah Azze ve Celle şöyle buyurdu:

﴿تَبَارَكَ الَّذِي بِيَدِهِ الْمُلْكُ

« Her şeye hakkıyle kaadir olarak hükümranlığı elinde bulunduran Allah'ın şanı ne yücedir. » (Mulk: 67/1)

  ﴿وَأَلْقَيْتُ عَلَيْكَ مَحَبَّةً مِنِّي وَلِتُصْنَعَ عَلَى عَيْنِي

« Ey Mûsâ! Gözümün önünde ve korumam altında terbiye olup yetişesin diye de üzerine kendimden bir sevgi koydum." » (Tâhâ: 20/39)

Çoğul olarak gelişine delil: Allah Azze ve Celle şöyle buyurdu:

﴿أَوَلَمْ يَرَوْا أَنَّا خَلَقْنَا لَهُمْ مِمَّا عَمِلَتْ أَيْدِينَا أَنْعَامًا

« O müşrikler, ellerimizin yapıp da kendileri için yarattığımız ve onların da sahibi oldukları şu hayvanları hiç görmüyorlar mı? » (Yasin: 36/71)

﴿تَجْرِي بِأَعْيُنِنَا

« Gözümüzün önünde ve korumamız altında yüzüp giden bir gemiye bindirmiştik.» (Kamer: 54/14)

İkil olarak gelişine delil: Allah Azze ve Celle şöyle buyurdu:

﴿بَلْ يَدَاهُ مَبْسُوطَتَانِ

« Allah'ın her iki eli de açıktır » (Maide: 5/64)

Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

( إذا قام العبد في الصلاة قام بين عيني الرحمن )

"Bir kul namaza durduğunda Rahman’ın iki gözü önünde durur."

“Muhtasarus-Savâik”te Ata’dan, O da Ebu Hureyre’den, O da Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellemden olmak üzere rivayet etmiştir. “İki Göz” sıfatı Kurân’da ikil suretinde gelmemiştir. Bunlar “İki El” ve “İki Göz” sıfatlarının Kurân ve Sünnet’te geldiği durumlardır. Bunların bir araya getirilmesi ise şu şekildedir: Muhakakkak ki tekil, tesniyeyi (ikili) ve çoğulu olumsuz kılmaz. Çünkü izafe olunan tekil bunları içine alır. Tek veya bundan daha fazla olsun, Allah için ispat edilen “Göz” ve “El” sıfatını içine alır.

Çoğul ile tekilin arasını bulmaya gelince: Şayet bizler desek ki: Çoğulun en azı ikidir, o zaman içerdiği mana olarak ikil ve çoğul arasında bir zıtlık yoktur. Şayet bizler, çoğulun en azı üçtür, desek ki meşhur olan da budur, o zaman bu ikisinin birleştirilmesinde şöyle denilir: Çoğul sikası ile içerdiği mana olan üç veya da daha fazlası kastedilmez. Onunla kastedilen –Allah en iyisini bilendir- tazim ve münasebettir. Bununla, tamlananın tamlayanla olan münasebetini kastediyorum. Burada tamlayan olan “nâ” (biz) zamiri ile kati olarak tazim murat edilir. Tamlananın da çoğul sikası ile gelmesi uygun olur. Tamlanana uygun olması içindir bu. Çoğul, tazim bakımından tekil ve ikilden daha çok delalet etmektedir. Tamlayan ve tamlanan, her ikisi de tazime işaret ederse o zaman ikisi arasında tazim daha ciddi olur.”

[“Mecmû’u Fetâvâ İbni Useymin” 4/59-60]

Sonuç Olarak:

Allah Subhânehû ve Teâlâ’nın kendi şanına yakışır şekilde “İki Gözü”  vardır. Kurân’da tekil lafzı ile tekil zamire izafe edilerek gelmesi, Allah Azze ve Celle’nin bir gözü olduğuna işaret etmez. Tıpkı çoğul lafzı ile gelmesi Allah Azze ve Celle için birçok gözler olduğuna delalet etmediği gibi. Kurân’da gelenler, Sünnet’in açıkladığı manaya yüklenir. Tıpkı Deccal hadisinde olduğu gibi. Bununla da işkâl ortadan kalkmış olur.

Uyarı:

İbnu Kayyim’in zikrettiği ve Şeyh İbnu Useymin’in O’ndan naklettiği: "Bir kul namaza durduğunda Rahman’ın iki gözü önünde durur" hadisini Şeyh Elbânî -Allah ona rahmet etsin- “Silsiletud-Daîfe” (3/93)’de tahricini yapmış ve hadisin zayıf olduğunu bildirmiştir.

Bunun içindir ki Şeyh İbnu Useymin -Allah ona rahmet etsin- şöyle dedi:

“Hadis, senedindeki kopukluk sebebiyle zayıftır. Bu konuda sahih olarak dayandığımız Deccal hadisidir ki bu konuda düşünen kimse için gayet açıktır.”

[“Mecmû’u Fetâvâ ve Rasâil İbni Useymin” (3/197)]

Allah en iyi bilendir.