www.musluman.biz

10 Mart 2012 Cumartesi

Nasihat

Huseyin Ebu Emre - Harun Yildirim - ahlak ve imani dersler

Ey Allah’ın kulları!.. Allah’tan hakkıyla korkun ve gözlerin şaşkınlıktan bakakalacağı günde O’nun önünde duracağınızı sürekli olarak hatırlayın.

Ey müslümanlar! Afetler iyice yerleşip sorunlar kökleştiğinde ve hastalıklar çoğaldığında akıllar ne yapacağını şaşırır ve anlayışlar hayret içinde kalır. Kişiyi ana yoldan uzaklaştırır ve doğru yoldan saptırır. Hayat düzeninde geniş bir bozukluk oluşturur. Düzensizlik ve eğrilik yayılır. Dengeler bozulur ve işler tersine döner. Geri kalan öne geçirilir ve önde olan geri bırakılır. Büyükler küçültülür ve küçükler büyütülür. Teferruat korunur ve aslıllar kaybedilir.

Ey Allah’ın kulları!.. Bu eski hastalığın yaşadığımız dünyada sayılamayacak kadar çeşidi vardır. İnsanlar arasında Rabbi’ne yaklaşmak, O’nun katında yüksek dereceler ve kalıcı nimetler elde etmek için gecesinde ve gündüzünde çeşitli ibadetler yapanlar görürsün. Fakat o; bununla birlikte gayretini bozacak,  ibadetini boşa götürecek şeyler de yapar. Dua ile, yardım dileme ile, kurban ile, adak ile ya da sadece Allah’ın hakkı olan ve O’ndan başkası için yapılması caiz olmayan ibadetlerden biri ile Allah’a şirk koşar. Kahine veya bakıcıya/medyuma gider. Ona sorar ve söylediğini tadik eder. Nazarlık takar ve onunla kendinden, ailesinden ve çocuklarından kötülüğü uzaklaştırdığını zanneder. Oysa Allah Teâlâ Kitabı’nda kullarına; bu şirk sonucu amellerin boşa gideceğini ve yapan kişiye ahirette hiçbir fayda vermeyeceğini, ona cennetin haram kılınacağını ve onun gideceği yerin cehennem olduğunu açıkça bildirmiştir.
  
Kur’an’ın harflerinin yazılımına ve tecvidine, Kur’an okurken sesinin güzel olmasına özen gösterdiği halde O’nun sınırlarını çiğneyen ve Allah’ın O’nda indirdiği ile amel etmeyen, anlamını düşünmeyen, öğütlerinden etkilenmeyen, verdiği örneklerden ve anlattığı kıssalardan ders almayan kişileri görmen de bu türdendir.

İnsanlardan bazıları elbisesine pislik bulaşmaması için sakınır da dedikodudan ve laf taşımaktan, yalan söylemekten sakınmaz. Bazıları çokça sadaka verir fakat faizle muameleye aldırmaz ve haram yemekten çekinmez. Bazıları insanlar uyurken gece namazı kılar fakat farz namazları vaktinde kılmaz. Oruç tutar fakat komşularına eziyet eder. Haklarını çiğner ve namuslarına dil uzatır. Öyle ki, komşuluğu onlar için ağır bir sıkıntı ve büyük bir bela haline gelir. Bazıları tanıdıklarına ve çevresine iyi davranır ve onlarla sağlam ilişkiler kurar fakat anne-babasına ve kardeşlerine kötü davranır. Akrabaları ile ilişkilerini keser. Akrabalarını ve ailesini inkar eder. Bazıları uzak fakirlere yardım eder fakat ailesini başkalarına muhtaç, insanlara el açar halde bırakır. Vermesi gereken nafakayı kısar ve onlara yeteri kadar para harcamaz. Bazıları elbisesini, arabasını ve yatağını pisliklerden korur fakat gözünü ve kulağını en çirkin haramlarla pislenmekten korumaz. Bazıları büyük işlerde değil, küçük işlerde; zor işlerde değil kolay işlerde itaatkar olur.
Allah’ın kulları!.. Şüphesiz bu sapmanın ve eğriliğin kaynağı adetlerin sultasına boyun eğmektir. Kur’an ve Sünnet’in nurundan ve vahyin kurallarından uzak bir şekilde günlük olaylara kapılmaktır. Yine; Allah’ın hidayetinden ayrılıp hevâ ve hevese uymak, Allah’ın Dini’nde cahillik, nasihat edenlerin ve yardımcıların azlığıdır.
Ey kardeşler!.. Bütün bunlardan çıkış, ilim ve amel olmadan mümkün değildir. İlim; sahibini yan konuların üzerine bina edildiği kaidelere ve asıllara vakıf eder. Bu ona, tertipli ve düzenli bir düşünce kazandırır. Her şeyi yerli yerine koyar ve her şeyin konumunu bilir. Amel ise; Allah’ın şeriatına ve Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yoluna uygun olarak doğru bir şekilde yapılırsa kişi amelinin kabulü ile mutlu olur ve her isteğine kavuşur. Örf ve adet kurallarına uymada şeriat kurallarını ölçü alarak hevâ ve hevese muhalefet etmek de, ilim ve amel ile birlikte, bu sapmanın ve eğriliğin düzeltilmesine katkıda bulunur. Böylece müslüman, dininin doğru yoluna koyulur.
Ey Allah’ın kulları! Şüphesiz ki en büyük kayıp, teferruatı koruyup asılları kaybetmektir. Özellikle de bu asıllar tevhid ve iman olursa... Akıl sahibi insanların bu konuya dikkat etmeleri, bu yanlışa düşmekten sakınmaları ve ona götüren her yoldan uzak durmaya gayret etmeleri gerekir. Kişinin amelinin boşa gitmesinden, ecrinin eksilmesinden ya da günahının katlanmasından hangi kayıp daha büyüktür?!.
Allah’tan korkun ey Allah’ın kulları!.. Asılları kaybetmekten sakının! Herşeyin değerini bilin ve ona göre davranın ki işleriniz düzgün olsun, yaşamınız temiz olsun ve Rabbinizin rızasını kazanın. Alemlere rahmet olarak gönderilen nebilerin sonuncusu ve takva sahiplerinin önderine salât ve selamda bulunun. Allah’ın Kitabı’nda bu size emredilmiştir. Rabbiniz şöyle buyurur: (Muhakkak ki Allah ve melekleri peygambere salât ederler. Ey iman edenler! Siz de O'na salât ve çokça selam eyleyin) (33/el-Ahzâb/56)